Bıdıklığım
🌞🌞🌞🌞
Yazın bu günleri bana çocukluk arkadaşım Emineyle oynadığımız bazı enteresan oyunları hatırlatıyor. Evet zamanında lastik atladık, yakartop oynadık, yerden yüksek vazgeçilmezimizdi ama bizim baÅŸka oyunlarımız da vardı. Küçükler için  short version astral seyahat gibi. Aman tanrım bunu yazarken yüzümün halini görmelisiniz😱😱
Şimdi oyun şöyle gelişiyor, ikimiz yere çöküyoruz, Emine parmak ucuyla bana yerde bir nokta gösteriyor ben de o noktaya amaçsızca bakıyorum. Emine yüze kadar sayıyor ve ben halsiz kalıp sırtüstü yere yığılıyorum. O ilk an tüm sırtımda Adananın kavurduğu sıcak betonu hissediyorum. Tüm vücudum uyuşuk. Ve önümde uzanan bembeyaz gökyüzünde uçuyorum. Aşağıda kendimi ve Emineyi görüyorum.
Tabiki bu anlar öyle saatlerce sürmüyor, çok kısa süren deneyimler bunlar. Emine elimden tutup beni doğrultuğunda kendime geliyorum, ama bir süre sarhoş geziyorum. Yaşımız en fazla 7-8 . Küçüğüz ama salak değiliz. Özgür dünyaların çocuğuyuz.
Aradan yıllar geçti, yaa dedim sanki biz böyle böyle bişiler yapıyorduk, nasıl oluyordu o falan diye baya baya kafa yordum.  Tekrar tekrar denedim tabi bunu. Ama odaklanamadım. Başarısız oldum.  Aşırı gergindim çünkü ve o çocukluktaki rahatlığım yoktu. Bazı akşamlar gece yatağa girince saatlerce vücudumdaki kasları rahatlatmaya çalışıyor, o moda girmek için kafayı baya zorluyordum. Bir süre sonra bir daha asla bunu deneyimleyemeyeceğimi anladım. Büyümüştük. Ben o noktaya bakarken aklımdan zilyon tane fikir geçiyordu, kendimi veremiyordum olaya.
Çok acı ama o trans haline bir daha hiç geçemedim. Ve işte Emineyle böyle garip bir çocukluk geçirdik. Ordan oraya koşturan bıdıklardık.